bugün
yenile
    1. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      2. Dünya savaşı sonrası uzun süre tank üretmeyen, modern tank doktrinlerinin bir çoğunun babası olan Alman silahlı kuvvetleri ve Alman ağır sanayisinin ürettiği ilk tank modeli. Tasarım ve ilk üretimler 1970’li yıllara dayanan bu tankın günümüzdeki bir çok tankın baz versiyonu olduğunu rahatça söyleyebiliriz. Mesela Amerikan M4A1 tankı, Altay Ana Muharebe Tankı, K1 BlackPanter aklıma gelen ilk örnekler. Peki üretim amacı neydi? O dönemlerde gelişen Rus tank ekolünün yavaş yavaş NATO ekolünün üzerine çıkmaya başlamasıyla müttefikler soluğu Almanya’nın kapısında aldı. Bir tank üretilecekti ve bu tank tamamen NATO standartlarında olacaktı. Peki bu tankı farklı kılan özelliği neydi? Hızı, Zırhı, ya da atış gücü? Aslında tam olarak hepsinden gerektiği kadar kullanılması bu tankı tam istenen platform haline getiriyor. Bir parantez açmakta fayda var. Tank doktrinleri ülkeden ülkeye değişiklik gösteren, tek bir doğrunun olmadığı platformlar. Yani en iyi diye bir şey yok. En ideali var. 2. DÜNYA SAVAŞI sırasında karmaşık mühendislik ve operasyonel zorluklarla başı çok ağrıyan Almanya bu tankı oldukça basit ve harbe hazırlık oranı doğuştan yükseltilmiş olarak üretmişti. Öyle ki bir dizi anahtar setiyle tank personeli harp alanındaki her türlü sorunu kolayca tamir edebilirdi. Tamir edemediği kadar ağır sorunlarda da tank, saatler süren onarımla tekrar cepheye sürülebiliyordu. Bunun nedeni modüler yapıydı. Hasat alan kolayca çıkarılıp yenisi takılabiliyordu. Kompozit, yüksek sertlikte çelik, tungsten ve plastik dolgu ile beraber seramik bileşikten oluşan zırh, Alman sanayisinin en güzide üretimlerinden biriydi. 120 mm L44 yivsiz top olan tankın ana silahı, sonraki varyasyonlarında L55 gibi tahrip gücü çok daha yüksek toplarla değiştirilmiştir. Hatta günümüzde 130 ve 140 mm lik toplar entegre edilmeye çalışılmaktadır. MTU MB üretimi 873 Ka-501 dizel motor 1,479 beygir gücünü paletlere rahatlıkta aktarmaktaydı. Günümüzde çok daha gelişmiş motorlara sahip versiyonları bulunmaktaydı. Öyle ki bu motorlar, bir kaç pistonla bile güvenli bölgeye geri dönebilme kabiliyetine sahipti. Süspansiyon donanımı, menzil, maksimum hız gibi değerler versiyondan versiyona değişmekteydi. Gelelim varyasyonlara... A1’den A7+ ya kadar bir çok varyasyonu olan bu tankları kısaca ikiye ayırabiliriz. Konvansiyonel harp için hazırlanan ve gayrinizami harp için üretilenler. Konvansiyonel savaş modelleri, Leopard 2A4 e kadar olan versiyonlar. Türk silahlı kuvvetlerinde de bu versiyonlardan bir miktar var. Bu versiyonlara yakın zamanda acil kodla başlatılacak bir dizi modernizasyon ile ciddi gayrinizami harp yeteneği kazandırılacak . A4 e kadar üretilen versiyonlar diğerlerine göre bir miktar klasik. Bir çok aktif ve pasif güvenlik sistemi bulunmamakta. Aslında bu duruma gerek de yok. Çünkü zaten konvansiyonel savaşta rpg taşıyan bir terörist tankınızın yanına kadar elini kolunu sallaya sallaya giremez. Bu durumda karşınızdaki ülke kuvvetleri için leopard 2, iyi bir kurmay sınıfı ile savaş alanının yargı dağıtıcısıdır diyebiliriz. Gayrinizami harp basitçe sizin de bildiğiniz üzere üç beş tane leş teröristin gizlendiği yıkıntılarda yapılan çatışmalardır. Her an her yerden bir roket atılabilir. Bu yüzden a4 versiyonlardan sonrasında bir çok aktif ve pasif koruma sistemi eklenmiştir. Patlayıcılı zırh, yan etekler, atılan füzeyi havada otomatik vuran ufak sistemler... baya detaylı bu kısım. Edit gelecek...